Milli Yol Partisi Genel Lideri Remzi Çayır, seçim çalışmaları kapsamında Erzurum Mahallesi’ndeki Hamamönü Cebeci semt pazarında pazarcıları ve vatandaşları ziyaret etti.
Pazarda vatandaşlarla konuşan Çayır’a halk, ayrıştırıcı lisan ve pahalılıktan yakındı. Çayır, ziyareti esnasında bir tıp öğrencisiyle de sohbet etti.
Tıp öğrencisi genç, “Mezun olduğunda ne yapacaksın?” diye soran Çayır’a, “Seçimlerden sonra ülke daha âlâ olursa kalabilirim lakin olmazsa yurt dışına gitmeyi düşünüyorum” diye karşılık verdi.
Çayır, pazaryeri ziyaretinin akabinde Süleyman Soylu’nun 14 Mayıs seçimlerini muhalefetin kazanması halinde darbe olarak nitelendirmesini de şu sözlerle kıymetlendirdi:
“Alım gücünün gitgide düştüğü bir toplum haline dönüştük. 14 Mayıs’ta Türkiye seçime giderken nitekim adil olmayan, adaletli olmayan, vicdanlı ve insaflı olmayan bir seçim süreci yaşamaktayız. Bir tarafta parası, pulu, gücü olanlar, öbür tarafta güçsüzler parası olmayanlar. Artık siyaset bir zenginlik aracı haline dönüşmüş.
“SİZ KAZANIRSANIZ DEMOKRASİ, KAZANMAZSANIZ DARBE. HANGİ AKLIN ESERİSİN?”
Üzülerek söz edeyim. Şu an hala iktidar olanlar, iktidarı elinde tutanlar sadece pozisyonlarını korumak ismi altında olmadık kelamlar, olmadık sözler kullanıyorlar. Beşerde akıl olur, beşerde vicdan olur, beşerde dimağ olur. Koca koca adamlar, bakanlık yapıyorlar, başbakanlık yapmışlar, ’14 Mayıs’ta biz gelmezsek ne olur?’ Siz gelmezseniz ne olur? Darbe olurmuş. Siz kazanırsanız demokrasi, kazanmazsanız darbe. Hangi aklın eserisin, sen hangi çağda yaşıyorsun, sen hangi vicdanın sahibisin? Utanmadan, arlanmadan, başbakanlık yapmış bir adam, kendi üzere düşünmeyenleri, kendine oy vermeyenleri, kendisi hareket etmeyenleri, sadakat göstermeyenleri işgalci diye tanımlıyor. Hangi ülkede yaşıyorsun sen, akıl zorluğun mu var yoksa öteki bir alemde misin sen? Sana oy vereni vermeyeni, seni tasvip edeni etmeyeni, sana sadakat göstereni de göstermeyeni de bu ülkenin bu ülkenin insanıdır. Birisi işgalci, birisi İstiklal Harbi’nin savunucusu değildir. Bu ülkenin Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkes’i; bu ülkenin pazarcısı, memuru, personeli bu ülkeye sahip çıkar. Senden daha çabuk sahip çıkar ve senden daha vatanseverdir.”